6 Mart 2013 Çarşamba

Önce yargı sonra kaygı, ya da tam tersi

  Küçükken bazı insanlardan çok nefret ederiz, büyüyünce asla onun gibi olmamak isteriz hatta bikaç yıl sonra onu hayatımızdan çıkarıp kendi yolumuza devam edeceğimizi düşünürüz.Ama biz de büyürken aslında onun ne düşünerek hareket ettiğini, neden öyle yaptığını, nasıl yaptığını anlamaya başlarız.Onu anlamak onu sevdiğimiz anlamına gelir mi bilemiyorum :/ Ama sevgi daha başkadır, sen onu anladıkça sadece yaptıklarına anlam verirsin, kalbinde ona yer açıcağın anlamına gelmez bu.Peki büyüdükçe giderek ona dönüşürsen ? Hiç olmadık bi zamanda fark edersin ki senin şu an yaptığını çok kısa bi zaman önce o kişi yapmıştı.Ne farkınız kaldı ? Bi an bunu neden yaptığını düşünürsün, sonra da onun bunu neden yaptığınız düşünürsün.Hiç istemeden de olsa bağlantıyı kurarsın.
  Bu demek midir kendimize en çok benzeyen insanlardan nefret ederiz ? Ya da onun gibi olmaktan en çok korktuğumuz insanlardan uzak durma şeklimizdir ondan nefret etmek.Bilemiyorum...
  Ama bunlar olurken öğrendiğim bişey varsa o da birinden nefret etmeden ve onu kınamadan önce bunu neden yaptığını anlamaya çalışmak, nefretten önce sevgiyle onu anlamaya çalışmak seni onun gibi olmaktan uzaklaştırır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder